Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Bir Alo Deseydiniz Sorun Çözülürdü

Belediye meclis toplantıları yerel yönetimle ilgili tüm sorunların dile getirildiği, kimi zaman sert polemiklerin yaşandığı, partilerin adeta “siyasi vitrini” diyeceğimiz bir alan. AK Parti, Çanakkale Belediye meclisinde özellikle imar ve şehircilik konularında grup sözcüsünün de müteahhit olması sebebiyle çoğu zaman oldukça etkili muhalefet yapıyor. Fakat bu muhalefet basında olması gerektiği kadar yer bulmuyor. Bunun çeşitli sebepleri var ama bir cümle ile özetlemem gerekirse, “yolu bilmek ile yolda yürümek arasındaki büyük fark.” Bu farkı başta belediye meclisi grup sözcüsü ve ilgilileri bir problem olarak gördükleri vakit sorunu kolayca çözebilirler. Bunu başardıkları vakit, mecliste dile getirdikleri, şehir için gerçekten önemli olan konuların kamuoyunda olması gerektiği gibi yer alacağını göreceklerdir. Bu söylediklerimle arkadaşları eleştiriyorum ve ekliyorum “İsabetli eleştiri, hakkaniyetli itiraz, nice yanlıştan dönülmesini sağlar, sağlamıştır. Nihayetinde, göz kendisini göremez. Hata insana mahsustur.” *** Şimdi belediye meclisi mayıs ayı toplantısında yaşanan bir polemikten almamız gereken derslere…  AK Parti belediye meclisi grup sözcüsü Esra Yüksel anlatıyor, 10 Mayıs Pazartesi, bayram öncesi kurumların idari izinde olduğu ve tam kapanma kapsamında sokağa çıkma yasaklarının olduğu gün; “Güzelyalı’da oturuyorum, su bitti ve kartta ki 1 ton suyu yükledim. Evime 300 metre uzaklıkta olan belediye hizmet noktasına su yüklemek için gittim, 3 kişinin görevli olduğu bu noktada birileri vardır diye düşündüm. Gittiğimde kimse yoktu, baktım oraya su yükleme ünitesi konmuş tamam dedim buradan suyu yüklerim. Fakat bir türlü suyu yükleyemedim. Güneş tepede ve ekranda yazanlar okunmuyor, uğraştım fakat suyu yüklemem mümkün olmadı. Sokağa çıkma yasağı da var, benim iznim olduğu için belediyenin balık halinin oradaki hizmet binasına gittim ve suyumu oradan yükledim. Kapımın önündeki hizmeti alamadığım için 15 km yol kat edip, belediye binasına gelmem gerekti.” Yüksel, su yükleme ünitesinin aslında güzel düşünülmüş bir hizmet olduğunu fakat bunu düşünenlerin ufak bir detayı atlamasının vatandaşa nasıl bir zorluk yaşattığını dile getirerek konunun çözülmesini istiyor. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise Yüksel’i eleştirerek “Bir meclis üyesinin uzun konuşup hiçbir şey anlatmadığı, ufacık şeyleri dile getirdiği bir konuşmayı izledik. Sorun yaşamış olabilirsiniz, bunu buralara gelip, hazır televizyonu da bulmuşken şov yapmak yerine bir “alo “deyip sorunu iletmek daha bir çağdaş yaklaşım olurdu diye düşünüyorum. Bir belediye meclis üyesine bu yakışırdı. Söylersiniz yapılmaz tamam o zaman haklısınız, eleştirin gündeme getirin. Bu bir niyet meselesi…”  Yüksel’in gündeme getirdiği konu gerçekten bir sorun ve şehirdeki her sorun belediye meclisinde muhalefet yapan bir parti için gündemdir. Konu çok büyük bir konu değil, Yüksel’in kullandığı üsluba da bakarsanız ağır siyasi eleştiri de yok. Buna rağmen Gökhan’ın kullandığı üslubun biraz sert olduğunu söylemeliyim. Başkan doğru söylüyor “bir alo deseydiniz sorun çözülürdü” diyor. Ama bunu söylerken “hazır televizyonu da bulmuşken şov yapmak yerine…”  ifadesini kullanıyor. Bu üslup iki taraf için de “bir bardak su ver” ile “bir bardak su verir misin” arasında ki fark gibi… Yüksel keşke hemen orada belediyenin ilgili birimlerini arasa ve evine 300 mt. uzaklıktaki olan sorunun çözümünü bir vatandaş bir belediye meclis üyesi olarak halletmiş olsaydı. Kendisinin izin belgesi vardı merkeze gitti ve işini halletti peki ya gidemeyen olduysa…  Eminim ki meclisteki yaşanan bu tablo bundan sonra böyle konular için bir farkındalık yaratmıştır. İletişim çağındayız, belediyelerle ilgili bir sorun olduğunda sıradan bir vatandaş bile WhatsApp ihbar hattına iletip çözüm alabiliyorken, bir “alo demekle, bir mesajla” halledilecek sorunları çözmek sanırım hepimizin sorumluluğu… 
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2021 - Perşembe

Bir Alo Deseydiniz Sorun Çözülürdü

Belediye meclis toplantıları yerel yönetimle ilgili tüm sorunların dile getirildiği, kimi zaman sert polemiklerin yaşandığı, partilerin adeta “siyasi vitrini” diyeceğimiz bir alan. AK Parti, Çanakkale Belediye meclisinde özellikle imar ve şehircilik konularında grup sözcüsünün de müteahhit olması sebebiyle çoğu zaman oldukça etkili muhalefet yapıyor. Fakat bu muhalefet basında olması gerektiği kadar yer bulmuyor. Bunun çeşitli sebepleri var ama bir cümle ile özetlemem gerekirse, “yolu bilmek ile yolda yürümek arasındaki büyük fark.” Bu farkı başta belediye meclisi grup sözcüsü ve ilgilileri bir problem olarak gördükleri vakit sorunu kolayca çözebilirler. Bunu başardıkları vakit, mecliste dile getirdikleri, şehir için gerçekten önemli olan konuların kamuoyunda olması gerektiği gibi yer alacağını göreceklerdir. Bu söylediklerimle arkadaşları eleştiriyorum ve ekliyorum “İsabetli eleştiri, hakkaniyetli itiraz, nice yanlıştan dönülmesini sağlar, sağlamıştır. Nihayetinde, göz kendisini göremez. Hata insana mahsustur.”

***

Şimdi belediye meclisi mayıs ayı toplantısında yaşanan bir polemikten almamız gereken derslere… 

AK Parti belediye meclisi grup sözcüsü Esra Yüksel anlatıyor, 10 Mayıs Pazartesi, bayram öncesi kurumların idari izinde olduğu ve tam kapanma kapsamında sokağa çıkma yasaklarının olduğu gün; “Güzelyalı’da oturuyorum, su bitti ve kartta ki 1 ton suyu yükledim. Evime 300 metre uzaklıkta olan belediye hizmet noktasına su yüklemek için gittim, 3 kişinin görevli olduğu bu noktada birileri vardır diye düşündüm. Gittiğimde kimse yoktu, baktım oraya su yükleme ünitesi konmuş tamam dedim buradan suyu yüklerim. Fakat bir türlü suyu yükleyemedim. Güneş tepede ve ekranda yazanlar okunmuyor, uğraştım fakat suyu yüklemem mümkün olmadı. Sokağa çıkma yasağı da var, benim iznim olduğu için belediyenin balık halinin oradaki hizmet binasına gittim ve suyumu oradan yükledim. Kapımın önündeki hizmeti alamadığım için 15 km yol kat edip, belediye binasına gelmem gerekti.”

Yüksel, su yükleme ünitesinin aslında güzel düşünülmüş bir hizmet olduğunu fakat bunu düşünenlerin ufak bir detayı atlamasının vatandaşa nasıl bir zorluk yaşattığını dile getirerek konunun çözülmesini istiyor.

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ise Yüksel’i eleştirerek “Bir meclis üyesinin uzun konuşup hiçbir şey anlatmadığı, ufacık şeyleri dile getirdiği bir konuşmayı izledik. Sorun yaşamış olabilirsiniz, bunu buralara gelip, hazır televizyonu da bulmuşken şov yapmak yerine bir “alo “deyip sorunu iletmek daha bir çağdaş yaklaşım olurdu diye düşünüyorum. Bir belediye meclis üyesine bu yakışırdı. Söylersiniz yapılmaz tamam o zaman haklısınız, eleştirin gündeme getirin. Bu bir niyet meselesi…” 

Yüksel’in gündeme getirdiği konu gerçekten bir sorun ve şehirdeki her sorun belediye meclisinde muhalefet yapan bir parti için gündemdir. Konu çok büyük bir konu değil, Yüksel’in kullandığı üsluba da bakarsanız ağır siyasi eleştiri de yok. Buna rağmen Gökhan’ın kullandığı üslubun biraz sert olduğunu söylemeliyim. Başkan doğru söylüyor “bir alo deseydiniz sorun çözülürdü” diyor. Ama bunu söylerken “hazır televizyonu da bulmuşken şov yapmak yerine…”  ifadesini kullanıyor. Bu üslup iki taraf için de “bir bardak su ver” ile “bir bardak su verir misin” arasında ki fark gibi…

Yüksel keşke hemen orada belediyenin ilgili birimlerini arasa ve evine 300 mt. uzaklıktaki olan sorunun çözümünü bir vatandaş bir belediye meclis üyesi olarak halletmiş olsaydı. Kendisinin izin belgesi vardı merkeze gitti ve işini halletti peki ya gidemeyen olduysa… 

Eminim ki meclisteki yaşanan bu tablo bundan sonra böyle konular için bir farkındalık yaratmıştır. İletişim çağındayız, belediyelerle ilgili bir sorun olduğunda sıradan bir vatandaş bile WhatsApp ihbar hattına iletip çözüm alabiliyorken, bir “alo demekle, bir mesajla” halledilecek sorunları çözmek sanırım hepimizin sorumluluğu… 

Yazıya ifade bırak !