Seçimden sonra yazdığım ilk yazıda;“Bu seçim Çanakkale teşkilatlarının seçimiydi ve tablo ortada, hadi takdir edilecek bir şeyler yapın, ilk istifa eden en çok takdir edilen olur!” dedim bırak istifayı muhatapları bir özeleştiri bile yapmadı. “Zaferin sahibi çoktur, yenilgi ise yetimdir”tam da böyle oldu. İl, ilçe, kadın ve gençlik kolları, Kepez Belde başkanlarından tek bir açıklama yok sorsak belki de biz kazandık diyecekler! Arkadaş siz başarısız oldunuz, başarısız! Başarı demek Çanakkale’de seçimleri kazanmak anlamına da gelmiyordu! Eylemlerinizle, söylemlerinizle yürüttüğünüz kampanya süreciyle başarısız oldunuz bunun bir bedeli olmayacak mı?
Tam da bu soruyu kendime sorarken AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’dan “Bu partide yanlış yapıp da bedel ödememe hastalığının geride kalması lazım.” başlığıylabir açıklama geldi. Turan Geyikli ve Ezine teşkilatları ziyaretlerinde; “Bu seçim bize şunu öğretti, risk alamayan kendi değerleri üzerinden gelecek tasarrufu ortaya koymayan hiçbir siyasi hareket yürüyemez. Hem Çanakkale hem de Türkiye geneline baktığımızda iddiasını ortaya koyup adayını doğru belirleyen gaza gelip yanlış adaylarla, hatalı ilişkilerle ahbabp, çavuş, akraba, tanıdık, arkadaş ilişkileriyle sonuç alınamayacağını gördük. Birçok yerde AK Partimiz oyunu arttırdığı yerde, sonuca gidememesinin altında yatan sebep bence bunlar.AK Partimiz yeni sistemi iyi okumak zorunda. Bir daha söylüyorum bu benim akrabam, tanıdığım dediğimiz her yerde bedel ödemişiz. Biz bazı yerlerde değişiklik yaptık bazı yerlerde yapmadık. Ama yeni süreci düşündüğümüzden dolayı kıy payından çok kıymetli olduğunu gördüğümüzden dolayı burada bir değişiklik yaptık. Doğru yanlış geçiyorum bunu artık. Bunu tüm teşkilatlarla beraber il, ilçe, belde kim varsa arkasında durulmasını beklemek hakkımız bizim. Bu hakkımız var diye düşünüyorum.
Bu partide yanlış yapıp da bedel ödememe hastalığının geride kalması lazım. Adam bir ilçenin meclis üyesi adayı bir başka ilçenin aleyhine çalışıyor. Bu nasıl bir utanmazlık. AK Parti’nin meclis üyesi. Bu mu AK Partililik. Dediğim olursa ben çok iyi adamım, dediğim olmazsa parti değiştiririm hatta daha da büyük utanmazlık parti değiştirmeden diğer partinin adayına çalışırım bu mu yani. Ben İstanbul’da yöneticilik yaptım, Anadolu’da görev yaptım hiçbir yerde böyle bir şey görmedim. Bir defa ar olan adam kızdıysa sabreder, etmiyorsa terk eder. Adam rozet takıyor, koltuk alıyor, görev alıyor ama örneğin il başkanını, ilçe başkanını sevmediği için aleyhine çalışıyor. Buna kimsenin hakkı yok ben bu şehrin vekilden önce AK Parti üyesiyim. Bu partiye yanlış yapanın yanına kar kalmaması lazım. Gündüz Ak Partili gece AKP’li görmek istemiyoruz artık. Ak Parti’yi zayıflatmaya, tökezletmeye kimin hakkı var. CHP’nin duruşu belli, İyi parti dağıldı zaten belli ama bizim arkadaşlarımızın yanlış yapması İl ve İlçemizin bazı konularda daha dik durup adım atmaması bizi yordu. Merkez, Bayramiç, Çan bizi üzdü…”
Turan’ın açıklamasındaki en dikkat çeken bölüm ise; “İl ve İlçemizin bazı konularda daha dik durup adım atmaması bizi yordu.”Belki yormasalar Ezine’de atılan adımı Çan’da, Bayramiç’te, Ayvacık’ta, Eceabat’ta atsalardı bugün AK Parti buraları kaybetmeyecekti… Tekrar ediyorum bu seçim teşkilatların seçimiydi ve teşkilatlar sınıfta kaldı! Turan buna işaret etti ama teşkilatlardan bu yönde hiçbir adım yok!
Turan’ın işaret ettiği bir bölüme daha dikkat çekmek istiyorum. “Gündüz Ak Partili gece AKP’li görmek istemiyoruz artık. Ak Parti’yi zayıflatmaya, tökezletmeye kimin hakkı var.” diyor. Turan’ın burada kimleri kastettiğini çok iyi biliyoruz ama ben buna bir ekleme yapmak istiyorum. Trenden inenler kadar şu veya bu nedenden dolayı indirilenler de var. Bunların bir daha trene binemeyeceği söyleniyor. Buna karşılık, vaktiyle treni taşlamış olan birçok ismi başköşelerde görüyoruz. Özetle: Günün sonunda savunanlar kötü, saldıranlar iyi olabiliyor.Kimler mi bunlar onlardan birisi bugün iki il genel meclis üyesi çıkaran ilçenin teke düşen il genel meclis üyesi oldu. Diğeri belediye başkan adayı yapıldı, bir diğeri seçimde SKM’de en kritik görevi üstlendi belki yarın il başkanlığı için aday olacak! Evet bir özeleştiri yapılacaksa saydığım şu üç örneğin de dikkate alınarak yapılması gerekiyor.
Son söz: Eğri oturup, doğru konuşalım. Sonuçlar ortada bu sonucu hazırlayan sebepler üzerine doğru tespitler yapalım ve bundan dersler çıkaralım. Bir özeleştiri yapalım. Tekrar ediyorum “ilk istifa eden en çok takdir edilen olur!” Bu başarısızlığın muhatapları, kazanan rakiplerinizi seçimin üzerinden daha bir saat geçmeden tebrik ederken gösterdiğiniz inceliği istifa ederek de gösterin, eğer çok başarılı iseniz tekrar atanırsınız zaten!