Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Atma Siyanürcü !

Siyanürcüler, herkesi aptal yerine koymayı çok seviyorlar. Daha doğrusu kendilerini akıllı zannedip, Çanakkale’deki herkesi ise cahil zannediyorlar. Belki aylığa bağladıkları, böyle görüntü veriyordur. Bir süre önce Siyanürcülerin Ankara temsilcisi yerel gazetelere özel açıklama yaptı, kısa süre sonra ise Çanakkale’deki temsilcileri bir açıklama yaptı. Önce yerli siyanürcünün söylediklerine bakalım: Türkiye yaklaşık 5 milyar USD lik altın ithalatı yapıyor. Eğer toprağımızdaki altını çıkarırsak, tarım alanlarımız yok edersek, herkesi siyanürle öldürürsek Türkiye dışarıdan altın getirmez tezine bakalım.  Yurtdışında eroin getirmek ile siyanür getirmek arasındaki fark ne? Türkiye dışarıdan getirdiği altınları sanayide mi kullanıyor? Hayır. Bir üretim tesisinde mi kullanıyor? Hayır. O zaman dışarıdan gelen altın ile senin insanları öldürerek çıkardığın altının ülkeye faydası ne? Biliyorsunuz Türkiye’de ne yazık ki önemli miktarda uyuşturucu kullanılıyor. Yani bu akıllı genel müdüre göre, her yıl yurtdışından Türkiye’ye giren eroin zehirine para vereceğimize, kendi zehrimizi kendimiz üretip dışarıya para vermeyelim demek istiyor.  AK Parti Hükümetine Talimatlar Çanakkale’de siyanür kullanım izini aldı ya, artık kendilerini kral olarak görebilirler. Bu nedenle hızını alamayıp AK Parti Hükümetine talimatlar veriyor. Diyor ki siyanürlü madenciliğin önündeki tüm engelleri sorgusuz sualsiz kaldırın. Bizim elimizdeki ruhsatları garanti altına alın. İstediğimiz gibi kullanalım. Siyanürcü madencilerin AK Parti Hükümeti tarafından yetim olarak görüldüğünü, ormanları yok etmenin, doğayı zehirlemenin parasız olarak yapılması gerektiğini, diğer ülkelerde siyanürcü madencilerin ellerini kollarını sallayarak ağaçları kesip attıklarını, Türkiye’de ise para ödemelerinin çok olduğunu söylüyor. Siyanürcüden İtiraflar Lapsekili Siyanürcü, CHP’li Ülgür’den destek aldığı için hiç problem olmadan Valimizden de izni aldı. Şimdi görüyor musunuz işte böyle talimatlar yağdırır. Yarın Alamos’un şefi de size böyle talimatlar yağdıracak. Benden söylemesi. Lapsekili Siyanürcü ekonomi konusunda da ders veriyor. Diyor ki her yıl 5 milyar USD’lik altını getirip yastık altına koyuyoruz. Bu yastık altındaki 100 milyar USD’lik potansiyelin ekonomiye kazandırılması imkansız, bu nedenle dışarıdan altın getireceğimize, dışarıdan siyanür getirelim, doğamızı katledelim, insanları zehirleyelim güzel ülkemizin tarım alanlarını yok edelim bizler çok para kazanalım ve çıkardığımız altını halkımız yine yastık altına koysun. Komik değil mi? Türkiye’de altının sanayide, üretimde kullanılmadığının itirafını yapmış. Yastık altına konan altını dışarıdan getirmeyelim, zengin tarım alanlarındaki topraklarımız yok ederek onları yastık altına koyalım. Şimdi anladın mı Sayın Ülgür Gökhan? Sessizce göz yumduğun siyanürcü ne için izin almış.  Muhterem Köse’nin Yanlışları Açıkçası Muhterem Köse, siyanürcü Yücel’den daha çok haddini biliyor. Ancak yine de konuları karıştırmada, demagojide pek de geri kalmamış. Muhterem bey, petrol ve doğal gaz konularına girerek, siyanürcü altıncılığa kapı aralamaya çalışıyor. Öncelikle Türkiye’de şu anda petrol ve doğalgaz  rezervi konusunda bilgisi pek olmadığı anlaşılıyor. Enerji sektörü ve güçler dengesi çok farklı bir alan. Enerji anlamında petrolün alternatifleri bulunuyor hatta vaz geçiliyor doğalgaz çevrim santralleri tartışılıyor. Dünya enerji piyasaları artık güneş enerjisine  odaklandı. Madencilik ise başka bir alan. Türkiye kömür ithalatındaki ana kalemi elektrik üretimi için. Enerji ve madende dışa bağımlı olmayalım diyorsanız, başta termike karşı olmakla gerekir. Çünkü kömür dışarıdan geliyor. Her yıl Afrika dan Ukrayna’dan kömür gelecek ki termik çalışsın. Altın Madenciliği Farklıdır Madencilik farklı ürünlere göre değerlendirilir. Bakır kurşun çinko üretimi ile siyanürlü altın madenciliği yöntem açısından da sanayi ihtiyacı açısından da farklıdır. Siyanürlü altıncılık, Sanayi üretimi için zorunlu ya da stratejik değildir Yalana inanmaya ne kadar hazırlar Altın madenciliğinde gerçekler çok farklı. Örneğin Kanadalı Alamos Atikhisar barajını siyanürlemek için 350 milyon dolar yatırım yapacağım demişti. Hiç Muhterem Köse açıkladı mı bu 350 milyon USD nereye gidecek diye. Örneğin 100 milyon USD dışarıdan getirecekler araçlara gidiyor. Maden bitince yine götürecekler. 150 milyon USD yine dışarıdan getirecekleri makina teçhizata gidecek. ve iş bitince yine yurtdışına gidecek. 50 milyon USD sahayı kazacaklar ve ağaçları kesmek için kullanacaklar. Bu rakamın hangisi Çanakkale’ye fayda sağlıyor. Yatırımın başlangıcı dışarıya bağlı yani. Peki inşaatı kurdular. Bir kısmını altını çıkarmak için bir kısmını kazara Atikhisar barajına salacakları siyanür nereden gelecek. Yurtdışından. Peki altın çıktı, saflaştırma nerede olacak? Yurtdışında. Oyacakları dağda nerede altın var diye numune çıkartıyorlar ya. Bu karot numuneleri nerede inceleniyor? Kanada da Yani Muhterem efendinin söylediği gibi Türkiye de altın çıkınca yabancı bağımlılığı gitmiyor tam tersine daha da yabancı bağımlı oluyoruz. Peki bütün proje çizimleri tasarımlar nerede yapılıyor? Kanada da.. Muhterem Köse açık açık Çanakkalelileri aptal yerine koyuyor. Ben ne söylersem ona inanın diyor. Tamam o dinleyenleri aptal yerine koyabilir de daha bir hafta önce madencilik zarar veriyor diye manşet yapan arkadaşlar ne çok hazırlarmış böyle kanmaya. Altın çıkınca dışa bağımlılık olmaz diyen muhterem Almanya’da İngiltere de İspanyada altın çıkmıyor. Bunlar şimdi dışa bağımlı ülkeler mi? Ya da Güney Afrika’da altın elmas çok çıkıyor. Şimdi Güney Afrika dışa bağımlı değil mi? Dediğim gibi aptalı oynarsan kanmak kolay. Ben Madenci Muhterem in yerinde olsam sadece madenleri anlatırım. Para piyasaları, dışa bağımlılık ekonomi gibi konulara hiç girmem. Çünkü, bilmediğin konularda ancak aylık 1000 tl ye inanmaya hazır olanları inandırırsın.
Ekleme Tarihi: 12 Ağustos 2017 - Cumartesi

Atma Siyanürcü !

Siyanürcüler, herkesi aptal yerine koymayı çok seviyorlar. Daha doğrusu kendilerini akıllı zannedip, Çanakkale’deki herkesi ise cahil zannediyorlar. Belki aylığa bağladıkları, böyle görüntü veriyordur. Bir süre önce Siyanürcülerin Ankara temsilcisi yerel gazetelere özel açıklama yaptı, kısa süre sonra ise Çanakkale’deki temsilcileri bir açıklama yaptı. Önce yerli siyanürcünün söylediklerine bakalım:
Türkiye yaklaşık 5 milyar USD lik altın ithalatı yapıyor. Eğer toprağımızdaki altını çıkarırsak, tarım alanlarımız yok edersek, herkesi siyanürle öldürürsek Türkiye dışarıdan altın getirmez tezine bakalım. 
Yurtdışında eroin getirmek ile siyanür getirmek arasındaki fark ne?
Türkiye dışarıdan getirdiği altınları sanayide mi kullanıyor? Hayır. Bir üretim tesisinde mi kullanıyor? Hayır. O zaman dışarıdan gelen altın ile senin insanları öldürerek çıkardığın altının ülkeye faydası ne? Biliyorsunuz Türkiye’de ne yazık ki önemli miktarda uyuşturucu kullanılıyor. Yani bu akıllı genel müdüre göre, her yıl yurtdışından Türkiye’ye giren eroin zehirine para vereceğimize, kendi zehrimizi kendimiz üretip dışarıya para vermeyelim demek istiyor. 
AK Parti Hükümetine Talimatlar
Çanakkale’de siyanür kullanım izini aldı ya, artık kendilerini kral olarak görebilirler. Bu nedenle hızını alamayıp AK Parti Hükümetine talimatlar veriyor. Diyor ki siyanürlü madenciliğin önündeki tüm engelleri sorgusuz sualsiz kaldırın. Bizim elimizdeki ruhsatları garanti altına alın. İstediğimiz gibi kullanalım. Siyanürcü madencilerin AK Parti Hükümeti tarafından yetim olarak görüldüğünü, ormanları yok etmenin, doğayı zehirlemenin parasız olarak yapılması gerektiğini, diğer ülkelerde siyanürcü madencilerin ellerini kollarını sallayarak ağaçları kesip attıklarını, Türkiye’de ise para ödemelerinin çok olduğunu söylüyor.
Siyanürcüden İtiraflar
Lapsekili Siyanürcü, CHP’li Ülgür’den destek aldığı için hiç problem olmadan Valimizden de izni aldı. Şimdi görüyor musunuz işte böyle talimatlar yağdırır. Yarın Alamos’un şefi de size böyle talimatlar yağdıracak. Benden söylemesi. Lapsekili Siyanürcü ekonomi konusunda da ders veriyor. Diyor ki her yıl 5 milyar USD’lik altını getirip yastık altına koyuyoruz. Bu yastık altındaki 100 milyar USD’lik potansiyelin ekonomiye kazandırılması imkansız, bu nedenle dışarıdan altın getireceğimize, dışarıdan siyanür getirelim, doğamızı katledelim, insanları zehirleyelim güzel ülkemizin tarım alanlarını yok edelim bizler çok para kazanalım ve çıkardığımız altını halkımız yine yastık altına koysun.
Komik değil mi? Türkiye’de altının sanayide, üretimde kullanılmadığının itirafını yapmış. Yastık altına konan altını dışarıdan getirmeyelim, zengin tarım alanlarındaki topraklarımız yok ederek onları yastık altına koyalım. Şimdi anladın mı Sayın Ülgür Gökhan? Sessizce göz yumduğun siyanürcü ne için izin almış. 
Muhterem Köse’nin Yanlışları
Açıkçası Muhterem Köse, siyanürcü Yücel’den daha çok haddini biliyor. Ancak yine de konuları karıştırmada, demagojide pek de geri kalmamış. Muhterem bey, petrol ve doğal gaz konularına girerek, siyanürcü altıncılığa kapı aralamaya çalışıyor. Öncelikle Türkiye’de şu anda petrol ve doğalgaz  rezervi konusunda bilgisi pek olmadığı anlaşılıyor. Enerji sektörü ve güçler dengesi çok farklı bir alan. Enerji anlamında petrolün alternatifleri bulunuyor hatta vaz geçiliyor doğalgaz çevrim santralleri tartışılıyor. Dünya enerji piyasaları artık güneş enerjisine  odaklandı. Madencilik ise başka bir alan. Türkiye kömür ithalatındaki ana kalemi elektrik üretimi için. Enerji ve madende dışa bağımlı olmayalım diyorsanız, başta termike karşı olmakla gerekir. Çünkü kömür dışarıdan geliyor. Her yıl Afrika dan Ukrayna’dan kömür gelecek ki termik çalışsın.
Altın Madenciliği Farklıdır
Madencilik farklı ürünlere göre değerlendirilir. Bakır kurşun çinko üretimi ile siyanürlü altın madenciliği yöntem açısından da sanayi ihtiyacı açısından da farklıdır. Siyanürlü altıncılık, Sanayi üretimi için zorunlu ya da stratejik değildir
Yalana inanmaya ne kadar hazırlar
Altın madenciliğinde gerçekler çok farklı. Örneğin Kanadalı Alamos Atikhisar barajını siyanürlemek için 350 milyon dolar yatırım yapacağım demişti. Hiç Muhterem Köse açıkladı mı bu 350 milyon USD nereye gidecek diye. Örneğin 100 milyon USD dışarıdan getirecekler araçlara gidiyor. Maden bitince yine götürecekler. 150 milyon USD yine dışarıdan getirecekleri makina teçhizata gidecek. ve iş bitince yine yurtdışına gidecek. 50 milyon USD sahayı kazacaklar ve ağaçları kesmek için kullanacaklar. Bu rakamın hangisi Çanakkale’ye fayda sağlıyor. Yatırımın başlangıcı dışarıya bağlı yani. Peki inşaatı kurdular. Bir kısmını altını çıkarmak için bir kısmını kazara Atikhisar barajına salacakları siyanür nereden gelecek. Yurtdışından. Peki altın çıktı, saflaştırma nerede olacak? Yurtdışında. Oyacakları dağda nerede altın var diye numune çıkartıyorlar ya. Bu karot numuneleri nerede inceleniyor? Kanada da
Yani Muhterem efendinin söylediği gibi Türkiye de altın çıkınca yabancı bağımlılığı gitmiyor tam tersine daha da yabancı bağımlı oluyoruz. Peki bütün proje çizimleri tasarımlar nerede yapılıyor? Kanada da.. Muhterem Köse açık açık Çanakkalelileri aptal yerine koyuyor. Ben ne söylersem ona inanın diyor. Tamam o dinleyenleri aptal yerine koyabilir de daha bir hafta önce madencilik zarar veriyor diye manşet yapan arkadaşlar ne çok hazırlarmış böyle kanmaya. Altın çıkınca dışa bağımlılık olmaz diyen muhterem Almanya’da İngiltere de İspanyada altın çıkmıyor. Bunlar şimdi dışa bağımlı ülkeler mi? Ya da Güney Afrika’da altın elmas çok çıkıyor. Şimdi Güney Afrika dışa bağımlı değil mi?
Dediğim gibi aptalı oynarsan kanmak kolay. Ben Madenci Muhterem in yerinde olsam sadece madenleri anlatırım. Para piyasaları, dışa bağımlılık ekonomi gibi konulara hiç girmem. Çünkü, bilmediğin konularda ancak aylık 1000 tl ye inanmaya hazır olanları inandırırsın.

Yazıya ifade bırak !