Kerem İriç
Köşe Yazarı
Kerem İriç
 

Ama Bizim Arkadaşlarımız Da Bize Sahip Çıkmıyorlar

Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız “maden krizi” aslında Çanakkale’de ilişiklere dair birçok ilkesizliğin yeniden gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Bakın sürece dair AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın son söyledikleri dikkat çekici; “Ticaret Odası Başkanımız bir açıklama yaptı çok takdir ettim. Ama başka kurumlarımızda var konuşması geren. Turizmciler susuyorlar mesela garip geliyor. Almanya ile paslaşan bazı turizmciler ise çok konuşuyor ama diğer turizmciler desin ki bir sakin olun bakalım, turist sayımızı etkileyen işler yapmayalım, tarımımızı zedeleyen işler yapmayalım, demediler ama! Cesur olmak lazım! Biz küfür yiyoruz, hakaret yiyoruz maden şirketini değil Çanakkale’yi savunuyoruz. Ama bizim arkadaşlarımız da bize sahip çıkmıyorlar. İl başkanımız, ilçe başkanımızın ihtiyaçsa bize bu konularda yardımcı olacaklar bu işler böyle olur.” Turan’ın açıklamalarındaki “Ama bizim arkadaşlarımız da bize sahip çıkmıyorlar…” ifadesi oldukça dikkat çekici tabi kimse bunu üstüne alınmaz ama biz söyleyelim. İl başkanı Gültekin Yıldız kıyamet koparken 15 gün bekledi tek bir açıklama yapmadı, kendisi yapmadığı gibi başkasının da yapmasına izin vermedi ve açıklama yapmak isteyenleri “istişare ettik karar böyle”diye kandırdı! Yıldız, 15 günün sonunda zoraki, orta yollu bir açıklama yaptı ve bayram ilanlarına dahi Gültekin Yıldız diye imza atan beyefendi yapılan yazılı açıklamada ismini kullanmayarak İl Başkanlığı olarak servis ettirdi. Bakanlık, AK Parti Genel Merkezi, Grup Başkanvekili, Maden Şirketi onca açıklama yaptı bu açıklamaların bir tanesine dahi sahip çıkmadı. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hükümet Yetkililer ve AK Partili yetkililer “tecavüzcüler” denilerek onca küfüre maruz kaldı.  Jülide İskenderoğlu vekilin 20 dakikalık konuşmasından 20 saniyelik bölümü cımbızlanıp hedef haline getirildi, il başkanı o konuşmanın şahidiyken, bunca küfür edilirken öyle değil böyle diyerek tek bir açıklama yapmadı, sahip çıkmadı.  Bu durumu eleştirince Yıldız ve yanındaki üç beş çapulcunun ahlaksızca ve alçakça itibar suikastlarına maruz kalıyoruz! Oysa eleştiri yaparken hep şu ilkeyi korumaya çalıştım ve çalışacağım çünkü kişi kendine yakışanı yapar; “Hasbî değil de hesabî olanlar, yani hayatını ve ilişkilerini menfaat üzerine kuranlar, eleştirmez, fikrini söylemez. Sadece onaylar, tasdik eder, alkışlar. Haklısınız efendim! Eleştiri, esasında, önemsemektir. Karşımızdakini ciddiye almaktır. Daha iyi olmasını istemektir. Sorunları gören ve gösteren eleştiriye kayıtsız kalamayız.” Oysa ki Gültekin Yıldız daha düne kadar şahsımı yere göğe sığdıramıyordu bakın neler diyordu; “Çanakkale’de mevcut belediyenin değişmesini isteyen ve bu yönde elinden geleni yapan üç adam söyle deseler ilk üçte senin adını söylerim.” Kendisiyle yerel seçimlerden önceki bir görüşmemizde buna benzer onlarca şey söylemiş ve şahsımı yazdığım yazılar, yaptığım haberler, hazırladığım görsellerden dolayı takdir etmişti… Keşke ben de kendisi için aynı şeyleri söyleyebilseydim… Oysa ki Yıldız, daha merkez ilçe başkanı atanmadan önceki bir görüşmemizde eğer belediyeyi alamazsam ben görevi bırakırım, iddiamı ortaya koyuyorum demişti. Konuşulanlar unutuldu tabi yazık….  Son söz:Bahtı açık insan, hırs ve haset hastalığına yakalanmayandır. İhtiras selinden kendini koruyandır. Derdi, davası olandır.Şahsiyet ve meziyet, insana verilmiş en kıymetli nimetler arasındadır. Bilenlere selam olsun.
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2019 - Cuma

Ama Bizim Arkadaşlarımız Da Bize Sahip Çıkmıyorlar

Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız “maden krizi” aslında Çanakkale’de ilişiklere dair birçok ilkesizliğin yeniden gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Bakın sürece dair AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın son söyledikleri dikkat çekici; “Ticaret Odası Başkanımız bir açıklama yaptı çok takdir ettim. Ama başka kurumlarımızda var konuşması geren. Turizmciler susuyorlar mesela garip geliyor. Almanya ile paslaşan bazı turizmciler ise çok konuşuyor ama diğer turizmciler desin ki bir sakin olun bakalım, turist sayımızı etkileyen işler yapmayalım, tarımımızı zedeleyen işler yapmayalım, demediler ama! Cesur olmak lazım! Biz küfür yiyoruz, hakaret yiyoruz maden şirketini değil Çanakkale’yi savunuyoruz. Ama bizim arkadaşlarımız da bize sahip çıkmıyorlar. İl başkanımız, ilçe başkanımızın ihtiyaçsa bize bu konularda yardımcı olacaklar bu işler böyle olur.”

Turan’ın açıklamalarındaki “Ama bizim arkadaşlarımız da bize sahip çıkmıyorlar…” ifadesi oldukça dikkat çekici tabi kimse bunu üstüne alınmaz ama biz söyleyelim. İl başkanı Gültekin Yıldız kıyamet koparken 15 gün bekledi tek bir açıklama yapmadı, kendisi yapmadığı gibi başkasının da yapmasına izin vermedi ve açıklama yapmak isteyenleri “istişare ettik karar böyle”diye kandırdı! Yıldız, 15 günün sonunda zoraki, orta yollu bir açıklama yaptı ve bayram ilanlarına dahi Gültekin Yıldız diye imza atan beyefendi yapılan yazılı açıklamada ismini kullanmayarak İl Başkanlığı olarak servis ettirdi. Bakanlık, AK Parti Genel Merkezi, Grup Başkanvekili, Maden Şirketi onca açıklama yaptı bu açıklamaların bir tanesine dahi sahip çıkmadı. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hükümet Yetkililer ve AK Partili yetkililer “tecavüzcüler” denilerek onca küfüre maruz kaldı.  Jülide İskenderoğlu vekilin 20 dakikalık konuşmasından 20 saniyelik bölümü cımbızlanıp hedef haline getirildi, il başkanı o konuşmanın şahidiyken, bunca küfür edilirken öyle değil böyle diyerek tek bir açıklama yapmadı, sahip çıkmadı. 

Bu durumu eleştirince Yıldız ve yanındaki üç beş çapulcunun ahlaksızca ve alçakça itibar suikastlarına maruz kalıyoruz! Oysa eleştiri yaparken hep şu ilkeyi korumaya çalıştım ve çalışacağım çünkü kişi kendine yakışanı yapar; “Hasbî değil de hesabî olanlar, yani hayatını ve ilişkilerini menfaat üzerine kuranlar, eleştirmez, fikrini söylemez. Sadece onaylar, tasdik eder, alkışlar. Haklısınız efendim! Eleştiri, esasında, önemsemektir. Karşımızdakini ciddiye almaktır. Daha iyi olmasını istemektir. Sorunları gören ve gösteren eleştiriye kayıtsız kalamayız.” Oysa ki Gültekin Yıldız daha düne kadar şahsımı yere göğe sığdıramıyordu bakın neler diyordu; “Çanakkale’de mevcut belediyenin değişmesini isteyen ve bu yönde elinden geleni yapan üç adam söyle deseler ilk üçte senin adını söylerim.” Kendisiyle yerel seçimlerden önceki bir görüşmemizde buna benzer onlarca şey söylemiş ve şahsımı yazdığım yazılar, yaptığım haberler, hazırladığım görsellerden dolayı takdir etmişti… Keşke ben de kendisi için aynı şeyleri söyleyebilseydim… Oysa ki Yıldız, daha merkez ilçe başkanı atanmadan önceki bir görüşmemizde eğer belediyeyi alamazsam ben görevi bırakırım, iddiamı ortaya koyuyorum demişti. Konuşulanlar unutuldu tabi yazık…. 

Son söz:Bahtı açık insan, hırs ve haset hastalığına yakalanmayandır. İhtiras selinden kendini koruyandır. Derdi, davası olandır.Şahsiyet ve meziyet, insana verilmiş en kıymetli nimetler arasındadır. Bilenlere selam olsun.

Yazıya ifade bırak !