Baştan söyleyeyim; Altın madenlerine karşı değilim, ya da değildim. Ancak toplantı duyurusuna göre Batı Anadolu Madenciliğinin, yapılan açıklamalara göre ise TÜMAD madenciliğin “halkın katılmama” toplantısını gördükten sonra bu işin hiç de masum olmadığına inanmaya başladım. Bir şeyler ters gidiyor. Altın madencisi belli ki bir şeyleri gizliyor, bu nedenle korkuyor, satın alıyor ve saldırıyor.
Valiliğe ve ÇED Genel Müdürlüğüne suç duyurumdur
2015e birkaç gün kaldı. Osmanlıyı parçalamak ve bu toprakları ele geçirmek için gelen ülkelere unutamayacakları bir dersin verildiği zaferlerin 100üncü yılını kutlayacağız. 2015 hepimizde bir heyecan yaratıyor. Biraz daha Çanakkaleyi hissetmeye başladık. Bu nedenle Çanakkale içine kadar giren siyanürlü altın madenciliği ve kömürlü elektrik santrallerini biraz daha yakından izlemenin gerektiğini düşündüm. Yani benim de hayatımı yakından ilgilendiren ve bir gazeteci olarak aynı zamanda kamunun bilgi alma ve denetleme hakkını yerine getirme amacıyla, Lapsekide altın madeni firmasının yapacağı toplantıyı izlemek için gittim.
Madencinin Savaş Alanına Hoş Geldiniz
Köye geldiğimde ortamın gerginliği belli oluyordu. Daha 3 yıl önce suları delinen ve madencilere saldıran köylü ne olduysa bu kez sessizdi. Belli ki çevrecilerin yalan söylediğine kanaat getirmişlerdi. Yani köyün su deposunu sanki çevreci delmişte madenciye atmışlar gibi davranıyorlar. Ya da Yırcalı köyündeki gibi madencinin önce işe alıp, işi bittikten sonra bir kenara attığı Çanakkaleden götürülen işçiler çevreciymiş gibi...
Köylülerin büyük bir kısmı sessiz olayları izliyor, bir kısmı ise madenci firmanın etkisi altında ve dışarıdan getirilenlerle beraber köy kahvehanesi doldurmuş ve içeriye kimsenin girmesine izin vermiyordu. Lütfedip sadece Hicri Nalbanta yer ayırmışlar. Salondaki üstünlüğü dışarıdan getirdikleri ile sağlamaya çalışan Siyanürlü Altın Madencisi Nurol - TÜMAD ya da Batı Anadolu Madencilik gazeteci olduğumu söylememe rağmen beni içeriye almaması çok düşündürdü. Bilgilendirme toplantısı halka değil madenci şirketin elemanlarına yapıldı yani.
Siyanürlü Altın Madencisi Nurolun Anatomisi
Madencilerin biraz daha üstelesem bana saldıracakları altın gibi parıldıyordu. Ve beni siyanürle zehirleyebilirdi. Açıkçası, bana 1915deki saldırganları anımsattılar. Toplantı sonrası Çevre İl Müdürlüğüyle görüştüm. Müdürlüğe göre toplantı “sorunsuz” gerçekleşmiş. Yani hayatımızı etkileyecek toplantıya girememiş olmamı, gazeteci olarak sorular sormamı engelleyen siyanürcü şirketi izleyen devlet yetkililerine göre toplantı “sorunsuzca” gerçekleşmişti. Bu kez Bakanlığı arayıp bilgi sordum. Toplantıların kuralı bu mudur? İçeriye baskın yap, önceden salonu doldur. Kapıya adam dik ve kimseyi içeri alma. Buna da halkın katılımı toplantısı de. Genel Müdür, bu şekildeki toplantının geçersiz olduğunu, şikayetçi olup suç duyurusunda bulunmamı önerdi. Söylediğine göre firma hakkında gerekli işlemi yapacaklar. Bu satırları okuyan siyanürcü şirket ise eminim “Genel Müdür de kim? Vali de kim? Gazeteci de kim oluyor ki? Biz koca siyanürcü altın madencisiyiz” diyeceklerdir. Desinler…
Belki Genel Müdürü iyi bilgilendirmiş olabilirler. Ancak bizlerin yakından tanıdığı Valimiz Ahmet Çınarın bu havaları umursamayacağını biliyorum. Siyanürcü şirketin neler gizlediğini araştırmak da benim 1915 ruhunu yaşatmak adına Çanakkaleye borcum olsun.