Tarih 20 Şubat 2018 Cumhur İttifakının resmi olarak kurulduğu tarih.
İttifakın kurulmasının üzerinden tam 4 yıl geçti. Aradan geçen bu zamanda MHP’nin siyaseten aldığı pozisyon üzerine birkaç şey söylemek gerektiğini düşünüyorum.
MHP lideri Devlet Bahçeli hassas konularda AK Partinin söyleyemediklerini, söylemek istemediklerini “cesaretle” söyleyen bir misyon edindi. Bu durum ilk zamanlarda iktidarın hoşuna gidiyor hatta işine geliyordu. Fakat geldiğimiz gün itibariyle artık aynı şeyi söylememiz mümkün değil.
İki örnek, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sezen Aksu’yla ilgili söyledikleri konusunda “diplomatik bir dille” geri adım attı. Fakat, “serçeysen serçeliğini bil sakın kuzgunluğa heves etme” diyen Bahçeli, “Herkes aksini söylese de Hz. Adem ile Hz. Havva’ya cahil demek bir sanatçı marifeti olarak değerlendirilemez” diyerek geri adım atmadı.
İstanbul Belediye seçimlerinde yaşananlar, seçimlerin tekrarlanması AK Parti açısından ne denli ağır bir sonucu olduğu gerçeği gün gibi ortadayken, Bahçeli, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili olarak içinde “görevden alınmalı, istifa etmeli…” gibi kelimelerin olduğu cümleler kurdu.
Bu iki örnek gibi onca örneği sayabiliriz. Mevut siyasi konjektürü de dikkate aldığımızda sürekli dillendirilen “beka” kavramı özelinde Cumhur İttifakının “bekası” için Bahçeli, “iktidarın sopası” gibi davranma misyonundan vazgeçmelidir. AK Partinin, MHP ile ilgili Bahçeli ile ilgili dillendiremediği, çözemediği en büyük sorunların bunlar olduğunu artık herkes biliyor…
İki başlık daha;
- MHP’li yöneticilerin fiili olarak AK Parti yöneticilerinin adeta “eş başkanı” olarak pozisyonlandığı bir tablo da ittifakı güçlendirmekten öte zayıflatıyor. Bu tablodan en çok rahatsız olanların MHP’nin tabanı olduğunu ise özellikle vurgulamak gerekiyor. Ayrıca bu tablo en çok da muhalefetin işine yarıyor.
- Özellikle 2018 sonrası devlet kurumlarında elde ettikleri pozisyonlarla bürokraside iktidar olmayı tercih eden MHP’nin yapılan anketlerdeki oy oranlarını neden önemsemediğinin cevabı bu olsa gerek. Vatandaşların tayin, terfi işleri için AK Partinin değil de MHP’nin kapısını çalmasının cevabı bu olsa gerek.
Peki “MHP’nin, Cumhur İttifakındaki rolünü bu haliyle devam ettirmesi nasıl bir sonuç doğurur?” Cevap; “MHP artık tek başına bir parti olmaktan öte AK Parti içinde bir klik olarak kendini pozisyonlamış olur. Bu pozisyonun sonuçlarını ise sanırım söylememize gerek yok.”