Öncelikli olarak şunu söyleyeyim; 14 Mayıs sabahından bu saate kadar müthiş bir süreç yaşadık. Muhalefet “çalacaklar, çırpacaklar, darbe yapacaklar” diyerek aylardır algı yaparken herhangi bir sorun yaşanmadı. AK Partili yöneticilerin, Ömer Çelik, Ali İhsan Yavuz ve Erdoğan’ın kullandıkları dil sakinlik takdir topladı, muhalefet ise her seçimde olduğu gibiydi…
Erdoğan, dünyayı çok iyi okuyan bir lider, bunun ispatı da tüm seçim boyunca ağırlıklı olarak söylemlerini güvenlik politikaları üzerine yürütmesiydi. Pandemi sürecinde güvenliğin, devlet elinin neden güçlü olması gerektiğini tüm ülkeler gördü. Arkasından gelen Rusya-Ukrayna savaşı da tüm ülkelerde güvenlik politikalarını yeniden öne çıkardı. Biz de ise çok daha özel bir durum vardı Suriye meselesi ve sınır güvenliği, bu konuda 85 milyonun çok ciddi tedirginlikleri var. Bunu gören Erdoğan en çok bu konuda “kararlı ve güçlü” şekilde konuştu ve geri adım atmadı. Muhalefet ise bu konularda güven veren “kararlı ve güçlü” emin” mesajlar yerine “uzlaşmacı” zayıf bir görüntü verdi. “Dokunulmaz” olan İHA, SİHA konularında yanlış anlaşılabilecek söylemlerde bulundu.
Bizim toplumda bir liderin arkasında güçlü olarak durmak vardır, çok başlılık istenen bir şey değildir. Bunu hayatın her alanında görüyoruz, apartman toplantısında bile karar alamadığımız için “site yönetim şirketleri” imdadımıza yetişiyor…
Bu tezimi 27 Ocak tarihinde yazdığım yazımda güçlü şekilde savunmuş ve aynen şunları söylemiştim; “Millet İttifakı eğer bu seçimi gerçekten kazanmak istiyorsa “düşük profilli” bir adayla değil de Erdoğan’la “dişe diş kana kan” mücadele edecek, 6’lı masanın yönettiği değil de 6’lı masayı yönetecek bir adayla belki kazanabilir. Peki böyle bir aday çıkarabilirler mi mümkün değil işte bu yüzden 6’lı masanın seçimi kazanabilmesi mümkün değil. Güçlü liderlerin, güçlü devletlerin, cesur öncülerin yöneteceği, haritasını çizeceği, düzenini kuracağı, yeni bir dünya kuruluyor. Lider çıkaramayan, devleti güçlendiremeyen, hata yapan milletler kaybedecek. İster kabul edelim ister kabul etmeyelim özgürlüğü değil var olmayı öne çıkaran bir dünya bu. O yüzden otoriter liderler kazanacak!”
% 60’la geleceğiz diyenlerin çizdikleri karanlık tabloların hiçbiri yaşanmayacak. Önümüzdeki bir yılda her alan rahatlama olacak ve her şey çok güzel olacak!
Çanakkale özelinde ilçe ilçe hatta mahalle mahalle alınan oylar üzerinden değerlendirmeleri önümüzdeki günlerde paylaşacağım.
Yazı çok uzamasın diye iki bölüme ayırdım, ikinci bölümü bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.