Ortalık toz duman.
Kumar jargonu ile söylersek, dünyada kartlar yeniden karılıyor. Geçmiş son yüz yılda Amerika Birleşik Devletlerinin başını çektiği ve maalesef dünyanın çoğunluğuna huzur vermeyen nizam, gelinen noktada kendini yenilemeye çalışırken, bu sefer denklemi kolay kuramayacak gibi.
Asya’da soydaş Uygurlara yaptığı zulüm ile meşhur Çin Halk Cumhuriyeti, yeni kurulacak denklemde ben de varım, diyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Tayvan kartına kayıtsız kalan Çin Halk Cumhuriyeti, kendisini garantiye almadan herhangi bir savaş macerasına da girmek istemiyor. Bu arada komşusu Rusya ile askeri işbirliği içinde.
Türkiye’ye eskisi gibi söz dinletemeyen Amerika Birleşik Devletleri, dünyayı demokratik ülkeler, otokratik ülkeler olarak ikiye ayırıyor. Türkiye’yi de NATO’da müttefiki olduğu halde karşı mahallede konumlandırıyor.
Yakın coğrafyamız ve Çanakkaleli hemşerimizin çok olduğu İsrail’de bahar rüzgârları sert esiyor.
Çin Halk Cumhuriyeti aracılığında Suudi Arabistan, İran ile barışıyor.
Amerika Birleşik Devletleri Genel Kurmay Başkanı, Türkiye’nin muhalefetine rağmen, Suriye’de Türkiye’nin sınırında aleyhe terör faaliyeti içinde olan ve lojistik, eğitim, diplomatik destek verdiği terör örgütüne uluslararası hukuka aykırı ziyarette bulunuyor.
Rusya Ukrayna savaşı devam ederken, savaşın Avrupa’ya sıçrayıp sıçramayacağı endişesi var.
Ermenistan, Azerbaycan’a karşı Karabağ yenilgisinin rövanşını almak peşinde.
Bereket Yunanistan’dan kaynaklı sorunlar şuan için buzdolabında.
Derken ve tüm bunlar olurken, Türkiye bir olağan genel seçime adım adım yaklaşıyor. Görünen o ki, 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olağan genel seçimlerde seçmeni zorlu bir tercih bekliyor.
Bir tarafta, partisinin 21 küsur yıllık iktidarını şahsında iyi bir jübile ile kapatmak isteyen, durmak yok yola devam diyerek başlayıp, doğru adımlarla yola devam, Türkiye Yüzyılına doğru, diyen ve çıtayı yüzyıllık hedefe koyan, cumhur ittifakı adı altında seçime girecek partilerin adayı, fakat tek adam diye eleştirilen, diğer Cumhurbaşkanı adaylarının tamamının kendisine karşı gitsin de ne olursa olsun anlayışını şahsında toplayan, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan.
Diğer tarafta, Araplara huzur getirmeyen Arap baharından öykünerek, “ sana söz yine baharlar gelecek ” diye hafızalara kötü anı bırakan baharı hatırlatan seçim şarkısı ile seçime hazırlanan partinin önderliğinde 6 + 1 partili koalisyonu veya yasal dayanaktan yoksun çok adam rejimi ile ülkemiz yönetimine talip, Cumhurbaşkanı adayı sayın Kemal Kılıçdaroğlu, namı diğer Bay Kemal.
Diğer yanda, her an seçim yarışını Bay Kemal lehine terk etmesi hususunda üzerine yoğun baskı yapılan, özellikle genç seçmenlerin sempatik bulduğu, özellikle RTE aleyhine ciddi, kayda değer muhalefet yapan, daha evvel cumhurbaşkanlığı adayı olup RTE ile seçimde yarışma tecrübesi bulunan, şu ana kadar hiçbir parti ile ittifak çalışması da yapmayan sayın Muharrem İnce.
Ve seçim propagandasını daha çok sığınmacılar üzerinden yapan, ATA ittifakının adayı olarak kamuoyuna lanse edilen sayın Sinan OGAN.
14 Mayıs 2023 olağan genel seçimlerinde, seçmenin önünde iki sandık olacak. Birisi cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin sandık, diğeri milletvekili seçimine ilişkin sandık. Bu seçimde ittifak eden partiler, kendilerini mecliste milletvekilleri vasıtasıyla temsil ettirmek konusunda da yarışacaklar.
Önümüzdeki seçim birçok bilinmeze de gebe. Cumhurbaşkanlığı seçim sandığından halkın tercihi ile sayın Recep Tayyip Erdoğan yeniden çıkarsa, aşağı yukarı seçimden sonra gelecek dönem Türkiye’yi nasıl bir yönetim bekliyor öngörülebilinir bir durum.
Ancak, halk Bay Kemal’in temsil ettiği çok adam rejimini tercih eder ise veya hiç kimsenin şimdilerde seçilebilir olarak görmediği sayın Muharrem İnce ve sayın Sinan Ogan’ı halk tercih edilirse, Türkiye’yi nasıl bir yönetim bekliyor? Doğrusu bu durum öngörülebilir değil. RTE gitsin ne olursa olsun gibi nefret söylemi, bahar gelecek, her şey çok güzel olacak gibi sevgi sözcükleri kulağa hoş geliyor ama sonuçta Bay Kemal sandıktan cumhurbaşkanı olarak çıkar ise Türkiye’yi nasıl bir yönetim tarzı ve tercihler bekliyor, bence muamma.
Bunun yanında halkın milletvekili seçiminde vereceği oylar, meclis aritmetiğine nasıl yansıyacak? Halkın tercihi mecliste tezahür ettiğinde, sayın Muharrem İnce dışındaki cumhurbaşkanı adaylarından sayın Recep Tayyip Erdoğan, ayın Kemal Kılıçdaroğlu ve sayın Sinan OGAN’ın temsil ettiği ittifakların meclisteki milletvekili aritmetiği, yönetilebilir bir aritmetik mi olacak? Hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Hukukun içinde, sorumluluk bilinci ile en önemlisi sevgi ile kalınız…