Kamil Ali Aşkın
Köşe Yazarı
Kamil Ali Aşkın
 

Cumhurbaşkanı Bu Kanunu Resmi Gazetede Yayınlar Mı?

Bu hafta sonu TBMM çok çalıştı ve “ Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi ” ni 27.12.2020 tarihinde saat 01:01’de yasalaştırdığını @TBMMGenelKurulu twetter hesabından duyurdu.  Yasalaşan bu teklifin başlığına bakar isek, aslında iyi bir kanun. : - ) Ancak içeriğine bakarsak, ortalama Türk insanı için bile, kişilerin özel hayatına müdahale edecek kadar hükümleri muğlâk, Sivil Toplum Özgürlüğe müdahale, Anayasa’da yer alan, Hukuk Devleti İlkesi, Mülkiyet Hakkı, Masumiyet Karinesi, Suç ve Cezaların Şahsiliği, İdarenin Kanuniliği, Kanun Önünde Eşitlik, Dernek Kurma Hürriyeti gibi, temel hak ve ilkelere aykırılığından bahisle yoğun eleştirilmektedir.  Bunun yanında anılan kanun, benim de mensup olduğum serbest avukatlara da, Avukatlık Kanunundan ve mesleğin yazılı olmayan etik kurallarından kaynaklı “sır tutma yükümlülüğünü” bertaraf edecek şekilde, ihbar yükümlülüğü yüklemektedir.  Her zaman olduğu gibi Türkiye Barolar Birliği ve tek tek Barolar, bu konuda tepki vermekte zayıf kaldılar, maalesef.  Bu arada ben bu teklifin varlığını, 20.12.2020 tarihli Hukuki Haber adlı internet sitesinden öğrendim. Akabinde “ Şimdi Baro Başkanlarından, mesleğin sır tutma ilkesine açıkça saldırı olan ve TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen kanun teklifi üzerine, mesleğin onuruna yakışır EYLEM yapmak konusunda bir çalışma bekliyorum  ” şeklinde  @Kaliaskin twetter hesabımdan cılız bir tepki verdim.  Medyatik ve hukukçu Prof. Dr. Ersan ŞEN, Adana Barosu Başkanı Av. Veli KÜÇÜK, İstanbul Barosu, yine bu yasanın serbest avukatlarla ilgili düzenlemesinin yanlışlığını dile getirdiler.  Meslektaşımız Av. Gülden DÖNMEZ ise 21.12.2020 tarihinde @Gulden_Sonmez Tweeter hesabından  “ Bir cisim yaklaşıyor ” başlıklı Tweet dizisi ile güçlü bir tepki verdi ve teklif kanunlaşıncaya kadar bu güçlü tepkisine, sosyal medya üzerinden devam etti. Benim de mensubu olduğum ÇANAKKALE Barosu ve başka barolar, Kanunun Mecliste Genel Kurulda görüşüleceği gün olan 25.12.2020 tarihinde, bu kanunun mesleğe yönelik düzenlemesinin doğru olmadığını beyan eden bir metin yayınladılar.  Fakat, tepkilere rağmen kanunun yasalaşmasına mani olunamadı. YASA TEKLİFİNİN HIZLI SERÜVENİ  Ben bu yazımda yoğun eleştiriye maruz kalan ve fakat yasalaşmasına engel olunamayan bu kanunun, teklif edilme süreci ile ilgili konuya değinmek istedim, aslında. Kanunun tekliften, yasalaşıncaya kadar ki sürecinde çok hızlı hareket edilmiş, ilginç.  Bu teklif Akparti’li İstanbul Milletvekili Abdullah GÜLER ve 43 arkadaşı tarafından daha on gün evvel 16.12.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş.  Kanun teklifinin gerekçesinde, Türkiye’nin de 1991 yılından bu yana üyesi bulunduğu Mali Eylem Görev Gücü ( PATF )’ den bahisle 1979 yılında, G – 7 (  Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada ) ülkelerince kurulduğu, bu kuruluşun kuruluş amacı doğrultusunda karşılıklı değerlendirme yolu ile incelemekte ve takip süreçleriyle, ülkeleri gözetim altında tuttuğunu, beyan etmektedir.  Bu ve devam eden benzer gerekçelerle Türkiye Büyük Millet Meclisine teklif edilen, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun, Meclis Başkanlığına geldiği gün, 16.12.2020 tarihinde esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna, tali komisyonlar olarak İçişleri Komisyonuna ve Plan Bütçe Komisyonuna tevdi ediliyor. Meclis Adalet Komisyonu, gelen kanun teklifini çok hızlı ele alıyor; 18.12.2020 ve 19.12.2020 tarihlerinde yaptığı toplantılarla teklif kabul ediliyor, rapora bağlanıyor.  Bu kısa iki günlük komisyon çalışması sırasında komisyon üyesi milletvekillerinden, teklife karşı yapıcı eleştiriler olduğu kadar, işi sulandıran eleştiriler de yok değil. Merak edenler; https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2633,https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2635 linklerinden meclis sayfasından okuyabilir.  Benim dikkatimi çeken eleştirilerin başında, teklifin olumlu karşılanmasına rağmen, aceleye getirildiğine ilişkin İstanbul Milletvekili Zeynel Emre’nin “ … Şimdi, bakın, çok önemli bir kanun teklifi, gerekçesi, Türkiye'nin gri listeye alınması, ekonomik olarak zarar görmesine sebebiyet verecek… Altına imza attığı uluslararası yükümlülükler gereği yerine getirmesi gereken birçok mesele var. Böylesine önemli bir meselede - ben, Cumhuriyet Halk Partisinin Adalet Komisyonu Sözcüsü olarak -  bu, dün on bir itibarıyla odama teslim edildi, bugün de toplantımız var. … hızlı üretim yapmak durumunda değiliz, kaliteli yasama yapmak zorundayız ve buna ilişkin imkânlarımız da var. … Bakın, Türkiye’nin 1989 yılında G -7 ülkeleri bünyesinde kurulan bu Mali Eylem Görev Gücü ve buna ilişkin kara para aklama, terörün finansmanı, kitle imha silahlarının yayılmasını finansmanıyla ve uluslararası finansal sistemin bütünlüğüne yönelik, diğer tehditlere yönelik etkin şekilde mücadele amacıyla kurulmuş bir örgüte hangi tarihte üye olmuş? 24 Eylül 1991. Buranın 40 tavsiye kararı var, bu 40 tavsiye kararın dışında da buna ilişkin düzenlemelerin uygulamadaki etkinliğinin görünebilmesi için 11 de etkinlik kriteri belirlenmiş, bu en son 2012 yılında güncellenmiş. … Gri listeye girme tehlikemiz var, bu ne demek? Strateji geçersizliği olan bölgeler. Türkiye böyle bir alana girebilir. Yani kara para aklama, terörizmin finanse edilmesine karşı güvencede bulunmadığı düşünülen ülkeler. … Yani gri listeye girince ne olacak? Dış finansman çekebilme kabiliyeti iyice zarar görecek. … Yani bugün burada konuştuğumuzu bu kapsamda değerlendirebiliriz ama bununla birlikte bu konuştuğumuz yasanın maddelerine bakıldığında aslında içerisine serpiştirilmiş direkt konuyla ilgili olmayan da birçok düzenleme var kapsamının genişletildiği. Yani hedef direkt bu olarak görülse de araya fırsat bu fırsat bazı maddeler de yerleştirilmiş, onu da yine değerlendireceğiz. …” şeklindeki eleştirisi. Fazlasını merak edenler, komisyon tutanaklarını ayrıntılı inceleyebilirler.  Kanun teklifi ile ilgili tali komisyonlar, İçişleri Komisyonu ile Plan Bütçe Komisyonu ise teklifle ilgili hiçbir toplantı yapmıyorlar, dolayısı ile rapor da hazırlamıyorlar. Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun teklifi 21.12.2020 tarihinde komisyonlardan çıkıyor, Meclis Başkanlığına geliyor. Meclis Başkanlığı yasa taeklifini 25.12.2020 tarihinde görüşülmesi için Genel Kurula sevk ediyor.   Neticede bütün bu tepkilere rağmen, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun,27.12.2020 tarihinde günün ilk saatlerinde teklifinden bu yana 10 gün gibi kısa bir zamanda yasalaşıyor.  Ancak şunu da belirtmek gerekir ki; kanunun serbest avukatlara ihbar yükümlülüğü getiren 20. maddesi; meclisteki genel kurul görüşmeleri sırasında,  Denizli Milletvekili Cahit Özkan,  İstanbul Milletvekili  Emine Sare Aydın, Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal, Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün,  Manisa  Milletvekili Erkan Akçay, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya’nın verdiği bir önerge ile tekliften farklı şekilde yasalaşmıştır.  Önerge, “ 5549 sayılı Kanun'un " yükümlü " tanımına eklenecek ibarenin yeniden düzenlenmesi amaçlandığı, bu kapsamda avukatların, Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesinin birinci fıkrasıyla alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere, kapsama alındığı hüküm altına alınmakta ve maddede sayılan işlere ilişkin yükümlülük, finansal işlemlerle sınırlandırılmaktadır. ” şeklinde gerekçelendirilmiştir. Buna göre, avukatların ihbar yükümlülüğünün kapsamı, parasal işlemler ile sınırlandırılmış ve yasalaşmıştır. Tabi, yasayı uygulayacaklar, yasanın gerekçelerine değil, kanunun metnine bakarlar, o da ayrı bir mevzu. Neticede, “ sarı öküz ” daha evvel de olduğu gibi bir defa daha verilmiş, serbest avukatlara parasal işlemler ile sınırlı olduğu iddia edilse de “ ihbar yükümlülüğü ” görevi verilmiştir. Peki başlığa dönelim, sayın Cumhurbaşkanı bu kanunu veto eder mi, yoksa Resmi Gazete’ye yayınlaması için gönderir mi, ne dersiniz ?  Hukukun içinde, sorumluluk bilinci ile en önemlisi sevgi ile kalın. …
Ekleme Tarihi: 28 Aralık 2020 - Pazartesi

Cumhurbaşkanı Bu Kanunu Resmi Gazetede Yayınlar Mı?

Bu hafta sonu TBMM çok çalıştı ve “ Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi ” ni 27.12.2020 tarihinde saat 01:01’de yasalaştırdığını @TBMMGenelKurulu twetter hesabından duyurdu. 

Yasalaşan bu teklifin başlığına bakar isek, aslında iyi bir kanun. : - )

Ancak içeriğine bakarsak, ortalama Türk insanı için bile, kişilerin özel hayatına müdahale edecek kadar hükümleri muğlâk, Sivil Toplum Özgürlüğe müdahale, Anayasa’da yer alan, Hukuk Devleti İlkesi, Mülkiyet Hakkı, Masumiyet Karinesi, Suç ve Cezaların Şahsiliği, İdarenin Kanuniliği, Kanun Önünde Eşitlik, Dernek Kurma Hürriyeti gibi, temel hak ve ilkelere aykırılığından bahisle yoğun eleştirilmektedir. 

Bunun yanında anılan kanun, benim de mensup olduğum serbest avukatlara da, Avukatlık Kanunundan ve mesleğin yazılı olmayan etik kurallarından kaynaklı “sır tutma yükümlülüğünü” bertaraf edecek şekilde, ihbar yükümlülüğü yüklemektedir.  Her zaman olduğu gibi Türkiye Barolar Birliği ve tek tek Barolar, bu konuda tepki vermekte zayıf kaldılar, maalesef. 

Bu arada ben bu teklifin varlığını, 20.12.2020 tarihli Hukuki Haber adlı internet sitesinden öğrendim. Akabinde “ Şimdi Baro Başkanlarından, mesleğin sır tutma ilkesine açıkça saldırı olan ve TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen kanun teklifi üzerine, mesleğin onuruna yakışır EYLEM yapmak konusunda bir çalışma bekliyorum  ” şeklinde  @Kaliaskin twetter hesabımdan cılız bir tepki verdim. 

Medyatik ve hukukçu Prof. Dr. Ersan ŞEN, Adana Barosu Başkanı Av. Veli KÜÇÜK, İstanbul Barosu, yine bu yasanın serbest avukatlarla ilgili düzenlemesinin yanlışlığını dile getirdiler. 

Meslektaşımız Av. Gülden DÖNMEZ ise 21.12.2020 tarihinde @Gulden_Sonmez Tweeter hesabından  “ Bir cisim yaklaşıyor ” başlıklı Tweet dizisi ile güçlü bir tepki verdi ve teklif kanunlaşıncaya kadar bu güçlü tepkisine, sosyal medya üzerinden devam etti.

Benim de mensubu olduğum ÇANAKKALE Barosu ve başka barolar, Kanunun Mecliste Genel Kurulda görüşüleceği gün olan 25.12.2020 tarihinde, bu kanunun mesleğe yönelik düzenlemesinin doğru olmadığını beyan eden bir metin yayınladılar. 

Fakat, tepkilere rağmen kanunun yasalaşmasına mani olunamadı.

YASA TEKLİFİNİN HIZLI SERÜVENİ 

Ben bu yazımda yoğun eleştiriye maruz kalan ve fakat yasalaşmasına engel olunamayan bu kanunun, teklif edilme süreci ile ilgili konuya değinmek istedim, aslında. Kanunun tekliften, yasalaşıncaya kadar ki sürecinde çok hızlı hareket edilmiş, ilginç. 

Bu teklif Akparti’li İstanbul Milletvekili Abdullah GÜLER ve 43 arkadaşı tarafından daha on gün evvel 16.12.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş. 

Kanun teklifinin gerekçesinde, Türkiye’nin de 1991 yılından bu yana üyesi bulunduğu Mali Eylem Görev Gücü ( PATF )’ den bahisle 1979 yılında, G – 7 (  Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada ) ülkelerince kurulduğu, bu kuruluşun kuruluş amacı doğrultusunda karşılıklı değerlendirme yolu ile incelemekte ve takip süreçleriyle, ülkeleri gözetim altında tuttuğunu, beyan etmektedir. 

Bu ve devam eden benzer gerekçelerle Türkiye Büyük Millet Meclisine teklif edilen, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun, Meclis Başkanlığına geldiği gün, 16.12.2020 tarihinde esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna, tali komisyonlar olarak İçişleri Komisyonuna ve Plan Bütçe Komisyonuna tevdi ediliyor.

Meclis Adalet Komisyonu, gelen kanun teklifini çok hızlı ele alıyor; 18.12.2020 ve 19.12.2020 tarihlerinde yaptığı toplantılarla teklif kabul ediliyor, rapora bağlanıyor. 

Bu kısa iki günlük komisyon çalışması sırasında komisyon üyesi milletvekillerinden, teklife karşı yapıcı eleştiriler olduğu kadar, işi sulandıran eleştiriler de yok değil. Merak edenler; https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2633,https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/komisyon_tutanaklari.goruntule?pTutanakId=2635 linklerinden meclis sayfasından okuyabilir. 

Benim dikkatimi çeken eleştirilerin başında, teklifin olumlu karşılanmasına rağmen, aceleye getirildiğine ilişkin İstanbul Milletvekili Zeynel Emre’nin “ … Şimdi, bakın, çok önemli bir kanun teklifi, gerekçesi, Türkiye'nin gri listeye alınması, ekonomik olarak zarar görmesine sebebiyet verecek… Altına imza attığı uluslararası yükümlülükler gereği yerine getirmesi gereken birçok mesele var. Böylesine önemli bir meselede - ben, Cumhuriyet Halk Partisinin Adalet Komisyonu Sözcüsü olarak -  bu, dün on bir itibarıyla odama teslim edildi, bugün de toplantımız var. … hızlı üretim yapmak durumunda değiliz, kaliteli yasama yapmak zorundayız ve buna ilişkin imkânlarımız da var. … Bakın, Türkiye’nin 1989 yılında G -7 ülkeleri bünyesinde kurulan bu Mali Eylem Görev Gücü ve buna ilişkin kara para aklama, terörün finansmanı, kitle imha silahlarının yayılmasını finansmanıyla ve uluslararası finansal sistemin bütünlüğüne yönelik, diğer tehditlere yönelik etkin şekilde mücadele amacıyla kurulmuş bir örgüte hangi tarihte üye olmuş? 24 Eylül 1991. Buranın 40 tavsiye kararı var, bu 40 tavsiye kararın dışında da buna ilişkin düzenlemelerin uygulamadaki etkinliğinin görünebilmesi için 11 de etkinlik kriteri belirlenmiş, bu en son 2012 yılında güncellenmiş. … Gri listeye girme tehlikemiz var, bu ne demek? Strateji geçersizliği olan bölgeler. Türkiye böyle bir alana girebilir. Yani kara para aklama, terörizmin finanse edilmesine karşı güvencede bulunmadığı düşünülen ülkeler. … Yani gri listeye girince ne olacak? Dış finansman çekebilme kabiliyeti iyice zarar görecek. … Yani bugün burada konuştuğumuzu bu kapsamda değerlendirebiliriz ama bununla birlikte bu konuştuğumuz yasanın maddelerine bakıldığında aslında içerisine serpiştirilmiş direkt konuyla ilgili olmayan da birçok düzenleme var kapsamının genişletildiği. Yani hedef direkt bu olarak görülse de araya fırsat bu fırsat bazı maddeler de yerleştirilmiş, onu da yine değerlendireceğiz. …” şeklindeki eleştirisi. Fazlasını merak edenler, komisyon tutanaklarını ayrıntılı inceleyebilirler. 

Kanun teklifi ile ilgili tali komisyonlar, İçişleri Komisyonu ile Plan Bütçe Komisyonu ise teklifle ilgili hiçbir toplantı yapmıyorlar, dolayısı ile rapor da hazırlamıyorlar.

Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun teklifi 21.12.2020 tarihinde komisyonlardan çıkıyor, Meclis Başkanlığına geliyor. Meclis Başkanlığı yasa taeklifini 25.12.2020 tarihinde görüşülmesi için Genel Kurula sevk ediyor.  

Neticede bütün bu tepkilere rağmen, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun,27.12.2020 tarihinde günün ilk saatlerinde teklifinden bu yana 10 gün gibi kısa bir zamanda yasalaşıyor. 

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki; kanunun serbest avukatlara ihbar yükümlülüğü getiren 20. maddesi; meclisteki genel kurul görüşmeleri sırasında,  Denizli Milletvekili Cahit Özkan,  İstanbul Milletvekili  Emine Sare Aydın, Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim, Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal, Ankara Milletvekili Arife Polat Düzgün,  Manisa  Milletvekili Erkan Akçay, Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya’nın verdiği bir önerge ile tekliften farklı şekilde yasalaşmıştır.  Önerge, “ 5549 sayılı Kanun'un " yükümlü " tanımına eklenecek ibarenin yeniden düzenlenmesi amaçlandığı, bu kapsamda avukatların, Avukatlık Kanunu'nun 35'inci maddesinin birinci fıkrasıyla alternatif uyuşmazlık çözüm yolları kapsamında ifa edilen mesleki çalışmalar nedeniyle edinilen bilgiler hariç olmak üzere, kapsama alındığı hüküm altına alınmakta ve maddede sayılan işlere ilişkin yükümlülük, finansal işlemlerle sınırlandırılmaktadır. ” şeklinde gerekçelendirilmiştir. Buna göre, avukatların ihbar yükümlülüğünün kapsamı, parasal işlemler ile sınırlandırılmış ve yasalaşmıştır. Tabi, yasayı uygulayacaklar, yasanın gerekçelerine değil, kanunun metnine bakarlar, o da ayrı bir mevzu.

Neticede, “ sarı öküz ” daha evvel de olduğu gibi bir defa daha verilmiş, serbest avukatlara parasal işlemler ile sınırlı olduğu iddia edilse de “ ihbar yükümlülüğü ” görevi verilmiştir.

Peki başlığa dönelim, sayın Cumhurbaşkanı bu kanunu veto eder mi, yoksa Resmi Gazete’ye yayınlaması için gönderir mi, ne dersiniz ? 

Hukukun içinde, sorumluluk bilinci ile en önemlisi sevgi ile kalın. …

Yazıya ifade bırak !