Köylülerin Dilekçesine Cevap Başkan Vekilinden Geldi!
Madencilik faaliyetlerinin sürdüğü bölgeye yakın bulunan Kirazlı, Sarıbeyli, Serçeler, Aşağı Şapçı, yukarı Şapçı ve Karacalar köylülerinin aralarında bulunduğu 150 kişilik grup, köy muhtarları ile birlikte Çanakkale Belediyesi önünde toplanarak hazırladıkları dilekçeyi Belediye Başkanlığına sundu. Köylüler dilekçelerinde, altın ve gümüş madenine karşı birilerinin sürekli karalama yaptığını, Çanakkale belediye başkanının da bu yanlışa ortak olmakta ısrar etmişti. Ayrıca köylüler, kim olduklarını ve amaçlarını bilmedikleri bir grubun köylerinin civarında kamp yapmaya devam ettiğini ve bu durumdan duydukları rahatsızlıkları dile getirdi. Köylüler, belediyenin göstericilere yardım etmesinin güçlerine gittiğini belirterek, belediye başkanından göstericilerin bulunduğu kampa daha fazla yardım yapmamasını istemişti.
Çanakkale Belediye Başkan Vekili Süleyman Canpolat, düzenlediği basın toplantısında köylülerin dilekçesiyle alakalı açıklamalarda bulundu. Canpolat “Bölgede bulunan köylerin ve yaşayan nüfusun işi, aşı ve geleceği tarımsal üretimdir. Üretim alanlarının içinde Kirazlı Köyünün de bulunduğu coğrafi işaretli, tescilli markamız Ezine peyniridir ve diğer marka ürünlerimizdir. Belediyemiz verdiği mücadele ile asıl olarak suyumuza, toprağımıza, tarımsal değerlerimize, aşımıza, işimize ve geleceğimize sahip çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
Canpolat açıklamasında; “25 Eylül 2019 günü Kirazlı Muhtarı Erkan Can tarafından belediye binamızın önünde bir basın açıklaması yapılmış ve belediyemize bir dilekçe sunulmuştur. Kirazlı Muhtarı Sayın Erkan Can’ın seçilmiş bir kişi olarak Kirazlı Köyü halkını temsil etmesi ve demokratik tercihlere olan saygımız, yapılan açıklamaya yanıt verme ihtiyacı oluşturmuştur. Bu durum; uzun zamandır Türkiye ve Dünya gündeminde olan bu konuya ilişkin bizlere bir kez daha açıklama yapma olanağı sağlamıştır. Ülkemizin son yıllarda yaşadığı derin ekonomik kriz en başta tarım sektörünü, dolayısıyla kırsalda yaşayan nüfusu etkilemiştir. Köylerde daha da derinden hissedilen geçim sıkıntısı ve işsizlik, bölgedeki birkaç muhtarımızın maden şirketine servisle taşıma işi yaparak kazanç elde etmeleri, bir bölüm vatandaşımıza maden şirketi tarafından iş olanağı sağlanması umudu gibi nedenlerle yapıldığını düşündüğümüz açıklamayı tüm samimiyetimizle anlamaktayız. Açıklamayı yapan bu muhtarımız ve beraberindekilerin de maden sahasında yüzbinlerce ağacın kesilmesine, asırlardır yaşadıkları, şehit kanlarıyla sulanan dedelerinin topraklarının yabancı maden şirketi tarafından insan derisi gibi yüzülmesine, yüreklerinin sızlamadığın düşünmek bile istemeyiz. Çanakkale’nin tek içme ve kullanma suyu kaynağı olan ve binlerce dönüm tarım arazisinin sulanmasında yararlanılan Atikhisar Barajı, kentimiz ve bölgemiz için hayati bir öneme sahiptir. Çanakkale Belediyesi DSİ ile yapılan protokol ve yasal sorumluluğu gereği Çanakkale halkına sağlıklı ve temiz su temininde sorumludur. Bu nedenle belediyemiz kent ve bölge halkının sağlığını ve tarımsal üretimini riske edecek metalik madencilik faaliyetine karşı bu konunun hukuki ve fiili olarak tarafıdır” şekliden konuştu.
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ı da savunan Başkan Vekili Canpolat “Çanakkale Belediye Başkanımız Ülgür Gökhan kamuoyunu yanlış bilgilendirecek hiçbir cümleyi bugüne kadar kurmamıştır. Bu durum, 17 yıllık Belediye Başkanlığı sürecinde tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir. Belediye Başkanımızın bugüne kadar konu ile ilgili yapmış olduğu tüm açıklamalar şirkete ait ÇED raporlarından, DSİ ile yapılmış olan protokolden, bilim insanları ve uzmanların makalelerinden, raporlarından ve anayasal haklardan temelini almıştır” dedi.
KÖYLÜLERİN DİLEKÇESİ
Köy muhtarları tarafından kaşelenip imzalanan Çanakkale Belediye Başkanlığına verilen
“Çevre köy sakinleri olarak artık yeter diyoruz! Başkanım; işimizle, aşımızla, geleceğimizle oynama...” başlıklı dilekçede şu ifadelere yer veilmişti; “Sayın belediye başkanımıza sesleniyoruz. Köylerimiz civarındaki altın ve gümüş madenine karşı birileri sürekli karalama yapıyor. Ama anlatılanların çoğu ya eksik ya yanlış. Belediye başkanımız da ne yazık ki bu yanlışa ortak olmakta ısrar ediyor. En başta, madenin ve köylerimizin içinde yer aldığı bölge söylendiği gibi Kazdağları'nda değil. Kazdağları ile aramızda 40 kilometreden fazla mesafe var. Ayrıca, hep söylendiği gibi yüz binlerce ağaç da kesilmedi. Hepimiz doğma büyüme bu yöreliyiz. Orman Müdürlüğü buradaki ağaçların kesimini hepimizin gözü önünde yaptı. Biliyoruz ki kesilen ağaç 13 bin civarında. Çevre köylüleri olarak bize iş ve aş sağlayan, işini de düzgünce yaptığını gördüğümüz şirkete karşı haksızlık yapıldığını düşünüyoruz. Bu şirket gençlerimize iş veriyor, çocuklarımızın eğitimine destek oluyor, köylerimizin her ihtiyacıyla ilgileniyor. Dağ yolumuzun asfaltlanmasını bile bu şirket yaptı. Yöremize temiz içme suyu verecek göleti yine bu şirket inşa ediyor. Eksik, yanlış bilgilerle bir süre önce buraya gelip, protesto yapanlar zamanla gerçekleri yerinde gördüler, sonra bölgeden ayrıldılar. Ama hala kim olduklarını ve amaçlarını bilmediğimiz bir grup, köyümüz civarında kamp yapmaya devam ediyor. Her türlü kışkırtmanın, huzursuzluğun olabileceği bu ortamdan ailelerimiz, kadınlarımız, çocuklarımız çok rahatsız. Komşuluk ilişkimizde yıllardır görüyoruz. Bu madeni işletenler ve orada çalışan mühendis kardeşlerimiz bu bölgeye fayda sağlamak için samimi çaba gösteriyor. Ama şirketin faaliyetlerini durdurmak için atılan iftiralar; belediyemizin de buna destek vermesi, adeta yangına körükle gitmek gibi. Bu durum artık bizi işimizden, aşımızdan etme noktasına geldi. Biz işimizin, geçimimizin derdindeyken; belediyemizin göstericilere yardım etmesi, onlar, belediye araçları ile sürekli köyümüze taşımaları, epey gücümüze gidiyor. Çevre köy sakinleri olarak bu duruma artık ‘Yeter' diyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz için endişe duymadan, rahatsız edilmeden, köyümüzde huzurla yaşamak istiyoruz. Sayın Belediye başkanımızın da bu çağrımıza kulak vermesini, göstericilerin bulunduğu kampa artık daha fazla yardım yapmamasını; işimizle, aşımızla ve geleceğimizle oynamamasını talep ediyoruz.”